TO HAVE / TO HAS

Sözlükte ‘’sahip olmak’’ anlamına gelen bir fiildir. ‘’I, you, we, they’’ özneleriyle ‘’have’’ kullanılırken, ‘’he, she, it’’ gibi öznelerde ‘’have’’ fiili ‘’has’’ şekline girer  ve  bu şekilde kullanılır. ‘’have’’ sözcüğü Türkçeye genellikle ‘’sahip olmak’’ yerine ‘’var’’ sözcüğüyle çevrilir.

 

I have a tie. (ay hev ı tay) : Bir kravatım var. (Bir kravata sahibim.)

You have a lot of shoes. (yu: hev ı lot ov şu:z) : Çok ayakkabın var. (Sen çok ayakkabıya sahipsin.)

He has ten dogs. (hi: hez ten dogz) : On köpeği var. (On köpeğe sahip.)

She has a radio. (şi: hez ı ‘reydiou) : Bir radyosu var. (Bir radyoya sahip.)

It has long ears. (it hez long iı:z) : Uzun kulakları var. (Uzun kulaklara sahip.)

We have black cars. (wi: hev ‘blek ka:z) : Bizim siyah arabalarımız var. (Biz siyah arabalara sahibiz.)

They have short arms.  (dey  hev şot a:mz) : Kısa kolları var. (Onlar kısa kollara sahip.)

 

‘’There is / there are’’ bahsedilen şeyin bir yerde var olduğunu, bulunduğunu anlatmak için kullanılırken, ‘’have / has’’ bir şeye sahip olunduğunu gösterir.

There is a vase near the window. (deı iz ı va:z niı dı: windou) : Pencerenin yanında bir vazo var.

I have a vase. (ay hev ı va:z) : Benim bir vazom var. (Ben bir vazoya sahibim.)

 

BU DERSTE GEÇEN SÖZCÜKLER

a (ı) : herhangi bir

a lot of (ı lot ov) : çok, bir çok

arm (a:m) : kol

black (‘blek) : siyah

car (ka:) : araba

dog (dog) : köpek

ear (iı:) : kulak

have (hev) : sahip olmak (I, you, we, they ile kullanılır.)

has (hez) : sahip olmak (he, she, it ile kullanılır.)

he (hi:) : o (erkek)

I (ay) : ben

it (it) : o (cansız ve hayvan)

long (long) : uzun

near (niı) : yanında, yakınında, -de, -da

radio (‘reydiou) : radyo

she (şi:) : o (bayan)

shoe (şu:) : ayakkabı

short (şot) : kısa

ten (ten) : on

the (dı:) : Türkçe çevirisi yok. Önüne geldiği ismin belirli, bilinen olduğunu gösterir.

there are (deı a:) : varlar, bulunurlar

there is (deı iz) : var, bulunur

they (dey) : onlar

tie (tay) : kravat

vase (va:z) : vazo

we (wi:) : biz

window (windou) : pencere

you (yu:) : sen/siz

 

ALIŞTIRMA SORULARI – 43

 

1. ‘’We have a blue tie.’’ cümlesinin Türkçe çevirisini yazınız.

2. ‘’Benim kısa kollarım var.’’ cümlesinin İngilizce çevirisini yaznız.

3. ‘’There are three rulers on the desk.’’ cümlesiyle ‘’They have three rulers.’’ cümlesi arasındaki farkı açıklayınız.

4. ‘’ It has black ears.’’ cümlesi ile ‘’ You have a lot of shoes.’’ cümlelerinin okunuşlarını ve Türkçe çevirilerini yazınız.

5. İçinde ‘’have ve has’’ geçen 3 cümle yazınız.

 

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  42' nin cevapları:

 

1.

I am running to the school.

You are opening the window.

He is reading a lot of magazines.

We are walking near the park.

They are shutting the door.

 

2.

I don’t read the newspaper.

You don’t run to the park.

She doesn’t wash her face.

They don’t go to the cinema.

It doesn’t eat an egg.

 

3.

He asks the questions.

She talks with her friend.

I like the toy.

You read the newspaper.

We go to the school.

 

4.

They won’t go to the theatre.

It won’t run to the garden.

You won’t go to the cinema.

I shan’t talk with my friend. 

We shan’t teach.

 

5.

Am I putting the packet?

Are you opening the door of the house?

Is he eating an orange?

Is it running to the park?

Are they going to the school?